Kimdir İnsan Kaynakları Çalışanları?

featured_best-employee-perksİşe alan?

İşten çıkaran?

Kadın?

Ailesiz, çoluk çocuksuz?

Sorunsuz?

İn?

Cin?

Bir elinde cımbız bir elinde ayna tutanlar mıdır?

Yoksa, bal tutup parmağını yalayanlar mı?

Nedir insan kaynaklarında çalışanlar?

Duygusuz robotlar mıdır?

Yoksa, ağlayıp gülen, zaafları olan insanlar mı?

İşçi?

İşveren?

Yoksa işveren haklarını da savunurken aynı zamanda kendi haklarından da feragat eden, arada kalmış ucubeler mi?

Güzel güzel giyinip ofislerine servisleri ile gelenler mi?

Hiç bir iş yapmadan bütün gün oturup para kazananlar mı?

Belki de, bu işsizlikte iş buldukları için şükretmesi gerekenlerdir ya da kimbilir belki de, kadınsalar eğer, kocaları çalışmalarına izin verdiği için şanslı olanlar?

Kimdir insan kaynakları çalışanları, nedir bunlar?

İş isteyenleri karşılarına alıp, gerekli gereksiz her türlü soruyu soranlar mı?

İşverenin istediği gibi birini bulmak için her veriyi ince eleyip sık dokuyanlar mı?

Adaylara; “Çocuk yapmayı planlıyor musun” diye sorup, adayın şimşeklerini üzerlerine çekenler mi?

Yoksa, “işe alıp, 2 ay sonra ben hamileyim diyen çalışana 6 ay çalıştırmadan para ödediği için” işverenin şimşeklerini üzerine çekenler mi?

Kimdir insan kaynakları çalışanları?

“Elçiye zeval olmaz” diyenler mi?

Yoksa, “boynum kıldan ince” diyenler mi?

Kim bunlar?

Akşam işten çıktıklarında, o konser senin bu bar benim eller havaya gezen tuzu kurular mı?

Yoksa, evlerine gidip, ayaklarını uzatıp, işverenin ve çalışanların kaprislerinin arasında sıkışmışlığını bir nebze olsun unutmaya çalışanlar mı?

Belki de hasta annesine ya da eşine bakmaya çalışanlardır ya da herkes gibi, çocuklarına bir gelecek kurmaya çalışanlardır belli mi olur?

Kimdir insan kaynaklarında çalışanlar?

Her gördüğü çalışanın annesi babası, kardeşi, çocuğu yedi sülalesinin adını hatırlayarak, başlarına gelen tüm olayları, arkası yarınlarını takip etmesi gerekenler mi? Takip edemediği zamanlarda, “ne iş yapar bunlar” denenler mi?

Ya da, tüm toplumsal, ailevi maddi baskılar omuzundayken hiç bir sıkıntısı yokmuşcasına çalışanların her an hatırını sormaya hazır güler yüzle davranmak zorunda olanlar mı?

Kimdir insan kaynakları çalışanları?

Kendisine selam verilmese, “günaydın iyi akşamlar” denmese bile, peygamber sabrı ile her gün ısrarla “günaydın” ve “iyi akşamlar” demek zorunda olanlar mı?

Şirketteki en “olmasa da olur” denilen işleri yaptıkları düşünülen, gereksiz yere maliyet oluşturan insan topluluğu mu?

Kanun, politika, prosedür, yönetmelik adına ne deniyorsa tüm kuralları uygulayan, uygulanmasını sağlayan, adil bir çalışma ortamı sağlamaya çalışan “olmasa da olur işler” çalışanları olabilirler mi?

Belki de sadece, bir çalışanın en yakın arkadaşlarının bile söyleyemediği bir şeyi söylemesi için kapısı çalınanlardır?

Ya da belki de, zam isteklerinin işverene bildirilmesi için gidilecek bir kapı da olabilir.

Ya da belli mi olur belki de, işverenin bu sene zam yok dedirttiği kapının diğer yanı….

İşten çıkanın nefret ettiği,

Zam yapılmadığında suçlanan

Eğitime gönderilmediğinde kızılan

Ödüllendirilmediğinde yerilen bir organ mıdır?

Ne iş yapar burada çalışanlar?

Pikniğe, sinemaya, tiyatroya mı götürür?

Maaşları mı öder?

Kariyerine mi yön verir,

İzinlerini mi takip eder,

Adil bir değerlendirme yapılması için yöntemler mi geliştirir,

Yeni yeni icatlar mı çıkarır,

Takım çalışması diye mi tutturur,

Ne yapar, ne eder?

Kimdir insan kaynakları çalışanları;

İstedikleri zaman işten çıkıp bir başka yerde iş bulabilecek bir şanslı azınlık mı?

Yoksa, nereye giderlerse gitsinler karşılaşacakları sorunların ve zorlukların aynı olduğunu, çünkü karşısında İNSANın olduğunu bilenler mi?

Belki de kimbilir; işveren ile çalışan arasında kaldıklarında, her zaman kendini bıçak sırtında ya da sırat köprüsünde yürüdüklerini hissedenlerdir…

Share Button