Bir önceki yazımda kendinize sormanız gereken soruları elimden geldiğince sıralamıştım. Eminim bu soruları kendinize sormaya başladığınız anda başka sorular da gelmiştir aklınıza…
Peki soruları sorduk, hadi diyelim cevapları da verebildik. Bu cevaplar ile ne yapacağız peki?
İşte kariyerinizi planlamanın ikinci aşamasına geçiyoruz.
Bu adımda yine yeni mezun veya deneyimli ayırımı yapamayız. 33 yaşımda tamamen hayatımda sektör ve uzmanlık alanı değiştiren biri olarak “hiç kimse için geç değil”, diyorum. Bu nedenle, sadece yeni mezunlar değil, tamamen profesyonel yaşamını değiştirmek, farklı işler yapmak isteyenler için de bu yazı aydınlatıcı olabilir, umarım.
Bu adımda meslek araştırması yapacaksınız. Elinizde, kendiniz ile ilgili iş yaşamına ait ip uçları var artık. Bu ipuçlarına göre, hangi meslekler, hangi tür işler sizi cezbediyor, ne tür işleri yapabilirsiniz, açık havada mı, ofiste masa başında mı, kendi işinizde mi, home office mi çalışacaksınız, daha neler öğrenmeniz gerekiyor, hangi konular iyisiniz, hepsinin cevabını artık biliyorsunuz. Bu cevaplarınıza göre, hangi uğraşlar sizi motive edecek, ne tür işleri yaparsanız zevk alırsınız, artık karar verebilirsiniz.
Bunun için yeni mezunların bilgi araştırması yapmasını öneririm. Üniversiteler bünyesindeki etkinlikler, aile, aile büyükleri, arkadaşlar, internet araştırmaları, bloglar, makaleler ve eğer üniversite hayatınızda çalıştıysanız edindiğiniz deneyimler ile meslekler, kurumlar, çalışma koşulları gibi iş yaşamına dair bir çok konu hakkında bilgi alabilirsiniz.
Gönüllü çalışmalar, stajyerlik gibi çalışma türleri sizin meslekleri ve kurumları tanıma, kişisel networkunuzu genişletme fırsatı sunar. Genelde gençler, staj zorunlu değilse, okul bitene kadar herhangi bir kurumdan içeriye adımlarını atmıyorlar ama özellikle meslekler, ofis hayatı, çalışan ilişkileri ve network kurmak açısından eğer iyi değerlendirebilirlerse, stajyerlik gerçekten faydalı bir yapıdır.
Tüm meslek yaşamında değişim yapacak deneyimliler ise, mutlaka iyi fizibilite yapmalılar. Özellikle belli bir gelir seviyesinin altına düşmek istemeyenler, işin görünen yüzü değil, görünmeyen yüzünü de detaylı olarak araştırmalı ve asıl yapmak istediğinin ne olduğunu, hedefini iyi belirlemelidir. Belli bir deneyim sonrası genelde danışmanlık, eğitmenlik gibi deneyimini daha az deneyimliler ile paylaşmaya yönelik faaliyetlerde bulunmak isteriz. O zaman da mutlaka, eğitim vermenin incelikleri, danışmanlık metodolijilerini öğrenmek gerekir. Konunuzda çok iyi olabilirsiniz, fakat bunu bir başkasına öğretmek veya bir sorunu analiz edip ona göre çözüm sunmak farklı yetkinlik, bilgi ve becerileri beraberinde getirecektir. Bu noktada yapmak istediğiniz işin gerektirdiği bilgi ve beceriler ile sizinkileri karşılaştırmalı ve eksiklerinizi eğitimlerle tamamlamalısınız. Belki de gerekirse bu konuda koçluk almalısınız.
Sürekli öğrenme bu aşamanın en önemli faaliyetidir. Hem uzmanlık alanınız ile ilgili bilgilerinizi devamlı yenileme, taze tutma hem de uzmanlık alanınız ile ilgili iç ve dış piyasadaki yeniliklere adapte olma gerekirse eğitimlerini alma, kendinize yeni bilgi ve beceriler katma aşamaları ve özellikle hedeflediğiniz iş ile ilgili size yardımcı olabilecek kişiler ile iletişim kurma faaliyetleri, bu aşamanın en önemli faaliyetleridir.
Tüm bu etkileşim ve iletişimler sonucunda, edindiğiniz bilgiler ile hedefiniz daha net olarak ortaya çıkacak ve artık kariyerinizin planlama kısmını aşmış olacaksınız. Bundan sonraki adımınız, edindiğiniz tüm bu bilgiler çerçevesinde hedefinize gidecek yolda ilk adımı atmak, yani iş bulmak olmalıdır.
Yaşam boyu öğrenmeyi yani bu ve bir önceki yazımdaki faaliyetleri, çalışırken de yapmanızı tavsiye ederim.
Ne “nasıl olsa iş buldum artık buradan emekli olurum” diyerek, hayatınız boyunca sabah işe, akşam eve gelip sadece o gün yaptığınız işlerden sorumlu tutun kendinizi, ne de yaşam boyu öğrenmeyi abartıp, devamlı eğitimlere, okullara gidip bunu herhangi bir deneyime çevirmekten korkun.