Hazır 2020’ye girmişiz, herkesi yeni yılda kendine verdiği sözler ile ilgili bir telaş sarmış, insan kaynaklarını ayrı, yöneticileri ayrı hedef çalışmaları endişeleri içinde boğulmuş durumdayken, bugün hedeften bahsedelim.
Psikolog Peter Gollwitzer, insanların kendilerine bir hedef belirleyebilmesi ve bu hedefe odaklı davranış içine girebilmesini sağlayacak bir yol aramaya başladığında, hem odaklanmayı hem de performansı teşvik eden faktörleri keşfetmiş.
Ben bu çalışmaların özetinden öncelikli 2 madde üzerinde durmayı tercih ediyorum.
Birincisi ileriyi düşünmek hedef koymayı kolaylaştırıyor. Ya da ileriyi daha uzun ve geniş çaplı bir sürecin içindeki bir an olarak hayal edebilirsiniz. Böylece hedefi şimdikinden daha ileri bir noktaya ulaşmak için aşılması gereken bir nokta olarak tabınlayabilirsiniz.
Diğer madde ise, hep söylenen, hedefin spesifik olması. Bu da olabildiğince net, açık herhangi bir tartışmaya yer bırakmayacak, bahanelere kapalı bir bitiş noktası belirlemekten geçiyor. Eğer bu kadar açık ve net bir şekilde hedef belirlerseniz, sonuca ulaşmak için harcayacağınız çabanın yarısını bu noktada halletmiş olacaksınız. Şimdi geriye kaynaklarınızı mümkün mertebe toplayıp, bu bitiş noktasına doğru yürümeniz kalıyor.
Size hepimizin zaman zaman hayatında olan bir konu üzerinden; kendinizi nasıl şartlayacağınız ile ilgili bir ip ucu vereyim mi?
Evet kilo vermek.
Bir şekilde, hayatımızın bir döneminde yapıp büyük bir çoğunluğumuzun da başarısız olduğu en bilinen örnek. Başarabilen bir kaç kişiye imrenerek bakıp, şartlarımızı karşılaştırıp, mutlaka başarılarının sebeplerini kendi aleyhimize bir çok dış nedene bağlayabiliyoruz. Genel olarak da kendi başarısız kilo verme çabamız için “metabolizmam yavaş, insülin direncim yüksek, tüm gün yerimden kalkmıyorum, çoluk çocuk, spor için zaman lazım, sen benim ne çektiğimi biliyor musun” vs vs vs…şeklinde tehlike anında kilidini açacağımız bir bahane sandığımız her zaman vardır.
Asıl konu; beynimizi istediğimizde çok güzel yönlendirebildiğimizi biliyoruz, deneyimlediğimiz başarı örneklerimiz var, ama şimdilik bizim dışımızdaki bu bahaneler konforumuzu sağlıyor ve bu konfor alanından çıkmak istemiyoruz.
Peki nasıl yapacağız, öncelikle Psikolog Peter Gollwitzer’in dediği gibi hedefi koyalım.
Şimdiye kadar kilo vermek ile ilgili koyduğunuz hedefleri bir düşünün:
-10 kilo versem yeter
-7 kilo vermem lazım
-Önce bir 5 kilo vereyim sonrasına bakarım
-Yaza 15 kilo vermiş olmam lazım
Sizce bunların hangisi tam bir hedef olur?
Hiç biri!
Aşağıda her bir cümleyi, beynimizin nasıl algıladığına bakalım;
-10 kilo versem yeter
Aslında 20 kilo vermem gerekiyor ama ancak 10 kiloya inebilirim sanırım.
-7 kilo vermem lazım
Evet, bir gün vereceğim inşallah
-Önce bir 5 kilo vereyim sonrasına bakarım
Bir ara 5 kilo veririm, kalan 15 kiloya da metabolizmam, çoluk çocuk, insilün direncim vs izin verirse bakarız.
-Yaza 15 kilo vermiş olmam lazım
Haziran, deniz soğuk yaz sayılmaz, Temmuz, Ağustos tatilde yer içerim zor olur, küresel iklim değişiklikleri var artık Eylül, Ekim de yazdan sayılır.
Bu diyaloglardan bazılarını yaşayanınız vardır. Hiç bir sözünüz de size ileride nasıl görüneceğinizi, bu ilerinin ne olduğunu, o ileriye kadar net olarak ne yapmanız gerektiğini anlatmıyor.
O zaman hedefi nasıl koyacağız?
Bugün 9 Ocak 2020 tartıldım ve 70 kilo geldim. 30 Haziran 2020 günü tartıldığımda 60 kilo olacağım. Bu 10 kiloyu ayda 2 kilo vermek üzere adımlandırıyorum. Ayda 2 kilo vermek için de şunları şunları yapacağım. Sadece Mayıs ayında bir tatile gidebilirim. O zaman da kendime kısıtlama getirmeyeceğim. Sonra tatilde aldığım kiloyu vermek için 1 hafta şu kadar daha fazla adım atacağım.
İşte size net olarak ne zaman, ne yapacağınızın tanımı, sapmalar neler olabilir, sapmalara karşı önlemleriniz ve sonunda ne alacaksınız her şey yazılmış kendinize ait bir sözleşme.
Her bir cümlesi kesin tanım içermeli ki, beyniniz herhangi bir noktada “yapsam da olur yapmasam da” ikilemine düşmesin. Kendinize bahane üretecek boşluk yaratmadan, net bir hedef koymak aslında bu kadar kolay.
Şimdi bunu istediğiniz gibi şimdiye kadar peşinde koştuğunuz ve hep ertelediğiniz konulara uyarlamak için kolları sıvama zamanı.