Şubat ayında insan kaynakları ile ilgili olarak özellikle de işe alım uzmanlarından şikayetlerin yoğunlaştığını fark ederek, bir grup kurma ihtiyacı hissettim. Ve Bütün İK’cılar Toplandık adı altında bir google grup kurdum. Türkiye’de insan kaynakları alanında çalışan toplam 43 kişilik bir grubuz.
Bu grup içerisinde tartışmalarımız arasında öncelikli olarak geri bildirimler üzerinde yoğunlaşmamız gerektiğini fark ettik. Bu konuda kendi aramızda yorum yapmak yerine, görüşmeler sonrası yapılan geri bildirimler ile ilgili, en doğru bilgiyi kimden alabileceğimizi düşündük ve konunun asıl muhatabı adaylara sormaya karar verdik. Ve bu maksatla bir anket tasarladık.
Tüm bu çalışmalar sırasında emeği geçen tüm grup üyelerine ayrıca teşekkür ederim.
Yaklaşık bir ay boyunca yayında kalan anketimize yoğun ilgi oldu ve toplamda 300 kişiden cevaplar aldık. Grup olarak, anket sonuçlarını gördüğümüzde anketi daha da fazla uzatmaya gerekli görmedik.
Zira, sonuçlar o kadar keskin ki, biraz daha yayında kalması sonuçları pek fazla değiştirmeyecekti. Bu nedenle anketi kapattık. Sonuçları incelediğinizde ne demek istediğimiz daha iyi anlaşılacaktır.
İlk 7’si seçmeli, 1’i yorumdan oluşan toplam 8 soruya verilen cevapları yorumlarımla sizlerle paylaşmak istiyorum.
İlk sorumuz
“Yapmış olduğunuz iş başvurularına geri bildirim alabiliyor musunuz?”
%58 Nadiren diye cevap vermiş. %6 Evet, %36 da Hayır demiş. Bu durumda, işe alım uzmanlarına; her eğitim, yazı, haber, zirve, panel vs de sık sık tekrarlanan adaylarınıza mutlaka geribildirimde bulunun tavsiyelerinin pek yerini bulmadığı sayılarla da ortaya çıkmaktadır.
“Geri bildirim beklediğiniz firmalarla siz iletişim kurdunuz mu?”
sorumuza; %50 Evet, %50 Hayır cevabı aldık. Bu da demek oluyor ki, adaylar işe alımcıları, işe alımcıların adayları aradığından daha fazla arıyor. Bu sonuçtan, rahatlıkla “adaylar işlerinin peşine düşüyor”, diyebiliriz.
Yani, adaylara devamlı olarak “işinizin peşine düşün, görüşmelerden sonra, şirketlere siz arayıp sonucu sorun” diye yaptığımız tekrarlarımız adaylar tarafından önemsenmiş ve uygulamaya alınmış.
Adaylardan öğrenmek istediğimiz bir diğer konu da, almak istedikleri geri bildirimin süresi idi. Bu amaçla üçüncü sorumuz;
“Geri bildirim için en uzun süre ne kadar olmalı”
%2’si Fark Etmez derken, %12’si 1 ay içinde, %35’i 1 hafta içinde geri bildirim almak isterken, %51’i ise 15 gün içinde olumlu ya da olumsuz geri bildirim almak istiyorlar. Bu sonuç da bize gösteriyor ki, işe alımcıların 15 gün içerisinde o aday ile ilgili olarak bir karara varmış olmaları gerekmektedir.
İşe alımcı sıfatı ile de görev yaptığım zamanları düşünerek; bu kadar kısa süre içinde personel alımı yapamadığımız durumlar ve süreçlerin olduğunu biliyorum. Fakat burada en önemli sorun, görüşülen adaylara 15 gün içerisinde eğer olumlu ya da olumsuz bir geri bildirim veremiyorsak, sürecin hangi aşamada olduğunu bildiren bir geri bildirim vermemiz gerektiğidir. Aksi halde, şirketinizin görünen ilk yüzü olarak adaylar ile ilişkileriniz, şirketinizin imajını ve markasını da ciddi biçimde etkileyecektir. Hele ki, günümüz teknolojisiyle adayların daha görüşmeden çıkıp adımını şirket kapısının önüne atana kadar, hakkınızda sosyal medyada paylaşımda bulunduğunu düşünecek olursak, artık işe alımcıların da, pazarlama, satış departmanları gibi adaylar ile ilişkilerini düzenlemeleri gerekmektedir. Bu konuda ciddi biçimde politikalar ve süreçler belirlemelidirler. Hatta geç bile kalındığını söyleyebilirim.
Adaylara sorduğumuz dördüncü sorumuz ise,
“Kendilerine en çok hangi kanallardan geri bildirim yapılmasını istedikleri”
%3 Kariyer Portalları derken %46 Telefon, %49 ise E-Posta demektedir. %2’lik bir kesimde diğer kaynaklardan geri bildirim verilmesini istemektedir.
Bu sonuçlara bakacak olursak, adayların, kariyer portalları üzerinden otomatik mesajlar almaları onları hiç memnun etmemektedir. Son yıllarda fazlası ile kariyer portallarının liderliğinde verilen, “aday başvurularını %100 olarak yanıtlayan” gibi ödüller, adayların sadece %3’ünü memnun eden, ödül alan ile veren arasında hoş bir etkinlik olarak yerini alıyor.
Adayların %31’i, otomatik mesaj olarak gelen standart e-postalardan, %42’si de yetersiz açıklamalardan şikayetçi.
Bir diğer sorumuz da tam bu noktada önem kazanıyor.
“Olumsuz geri bildirimlerin içeriğinde, işe kabul edilmeme nedeninizin de bulunmasını ister misiniz?”
%98’inin Evet yanıtını verdiği bu soru sanırım adayların, nedensiz otomatik mesajları neden sevmedikleri konusunda net bir fikir ortaya koymaktadır.
Bu noktada bir kaç anket katılımcısının cümlesini sizlerle paylaşmak istiyorum.
“Sonucunda hayal kırıklığı ve özgüvende kırılma gibi problemlerin yaşanmasına sebep oluyorlar. Herkes bir görüşme sonucunda mantıklı bir açıklamayı hak eder.”
“Kişiye özel değil kopyala yapıştır aynı kelimeler sözler bulunuyor ve olumsuz olduğunda geçerli bir açıklama yapılmıyor, hep aynı kelimeler”
“En azında geri dönüşte o formda yazan notlar baz alınarak daha açıklayıcı bir geri bildirim beklerdim.”
“Aday için kendini geliştirme fırsatı sunacak ve dolayısı ile görüşmüş olduğu firmanın adaya bu fırsatı verdiği için adayın ve çevresinin gözünde firmaya karşı ekstra bir saygı oluşturacaktır.”
“Çünkü görüşmelerde her şey pozitif ilerliyor. Bir anda olumsuz yanıt gelince aday psikolojisi de bozuluyor. Nedenini bilmek istiyorsunuz o zaman”
“Geri bildirimi angarya gibi görmekten vazgeçip iş arayan kişilerin hayata ve hayallere nasıl tutunduğunu hatırlamaları lazım”
“Kendi gelişimine olağanca emek harcamış birine dahi kendisini değersiz hissettirdikleri YANITSIZ DURUŞlarının ne kadar şevk ve hayranlık kırıcı bir sebep olduğunun farkında bile değiller”
“Geri bildirim personel arama bulma yöneteminden oldukça kopuk işlemekte. Halbuki bu sürecin sonu ve son noktası…İşe başlayan İK personeli işini bitirmeli.”
Ne kadar haklılar değil mi?
Diğer sorumuz ise
“Şimdiye kadar aldığınız geri bildirimlerin yönteminden (geri bildirimi veren kişinin geri bildirim verme yönteminden) memnun kaldınız mı?”
%16’sı Hiç Geri Bildirim Almadığını söylerken %32’si Hayır, %43’ü Kısmen, sadece %9’luk kesim ise Evet demektedir.
Sanırım burada hepimizin dönüp kendimize bir bakması gerekiyor. Nerede nasıl bir yanlış yapıyoruz bunu tartmalı, analiz etmeli ve yanlışımızı hemen düzeltmeliyiz, aksi halde insan kaynakları birimlerinde çalışanlar, yoğun eleştirilere maruz kalmaya devam edeceklerdir.
Son seçmeli sorumuz ise
“Aldığınız geri bildirimlerin içeriği sizi tatmin etti mi?”
%54 Hayır derken, %25 Kısmen, %15 Hiç Geri Bildirim Almadım, %6’sı ise Evet dedi.
Yine yukarıda ankete katılan adayların yazdığı cümlelerin aynısı bu cevapların ayrıntılarında da gizli. Adaylar, tek düze, özensiz, empati kurulmadan ve neden belirtilmeden yazılmış olumsuz geri bildirimlerden oldukça rahatsızlar.
Tüm bu ankette ise tek yorum sorumuz ise
“Şimdiye kadar aldığınız geri bildirimlerden memnun kalma kalmama nedenini açıklayınız”
oldu.
Cevapları kategorilere ayırdığımızda Bildirim Almayanlar %18, Geç Bildirim Alanlar %9, %42 Yetersiz Açıklama, %31’i de Otomatik Mesaj mağduru diyebiliriz.
Özetleyecek olursak, işe alım uzmanları;
Görüşme yaptıkları adaylara olumsuz geri bildirimde bulunurken mutlaka o adaya bireysel olarak, olumsuz geri bildirimin somut nedenini, zamanında ve empatik yaklaşımla vermeliler.
Elbette öncelikli olarak, geri bildirim vermeliler.
Şirketler şunu hiç bir zaman unutmamalılar, siz eleman seçtiğiniz gibi, artık adaylar da sizi seçiyor. Özellikle yeni neslin haberleşme kaynaklarının çokluğu ve hızı ile, ne olduğunu anlamadan sosyal medyada deyim yerindeyse görüşme sonrası yapılanlar/yapılmayanlar konusunda fenomen olmanız an meselesi.
Bu nedenle, anket katılımcılarımızdan birinin dediği gibi;
Geri bildirim eleman arama sürecinin son noktası ve bizler işe başladığımız gibi işi bitirme sorumluluğumuzu da üstlenmeliyiz.