2 hafta yayında kalan ve bu süre zarfında 60 insan kaynakları uzmanının cevapladığı, adaylarda aradıkları temel yetkinliklerden ilk beşi belli oldu. Bir çok yetkinlik bir arada bazı dereceleri paylaştılar.
Yönetsel veya fonksiyonel yetkinlikler, pozisyona göre değişkenlik gösterebileceğinden, anketi temel yetkinlikler ile sınırlayarak, toplamda 32 adet temel yetkinlik arasından seçim yapma yöntemi ile değerlendirme yapılmasını sağladım. Böylece şirketlerimize aldığımız adaylarda pozisyonlarına bakılmaksızın temelde hangi yetkinliklerine baktığımızı belirlemek daha kolay olacaktı.
Toplam 32 temel yetkinlik arasından insan kaynakları uzmanlarının seçtikleri ilk 5 yetkinlik bir çok açıdan ele almamız gereken sonuçlara sahip.
Sözü fazla uzatmadan, başlayalım.
5. sırayı %17’şerlik oranlarla Bilgi Paylaşımı, Dikkatli ve Hatasız Çalışma, Etik Değerler, Sürekli Öğrenme ve Gelişim, Yenilikçilik yetkinlikleri paylaşıyorlar
4. sırayı, %22’lik oranlarla Güven Yaratma ve Takım Çalışması yetkinlikleri paylaşıyor
3. sırada %23’lük oranlarla Birlikte Çalışma ve Zaman Yönetimi var
2. sırayı tek başına %25’lik oranla Çözüm Odaklılık almış ve
- sırayı İnsan İlişkileri ve Analitik Düşünce yetkinlikleri her biri %33’lük bir oranla paylaşmış durumdalar.
Sonuçlardan gördüğümüz kadarı ile, insan kaynakları uzmanları, adayların, işlerini önemine göre önceliklendirebilmelerini, buna göre planlama yapmalarını ve işlerini zamanında eksiksiz ve minimum seviyede standartlara uygun tamamlamalarını istiyor. Ve mülakatlarda bu konuya yönelik sorular soruyorlar.
Demek ki, zamanını yönetmeyi bilen çalışanlara ihtiyacımız var. Hızla ilerleyen iş hayatı ve teknolojinin getirdiklerine bakacak olursak, zaman yönetiminin ne kadar önemli olduğunu görebiliriz. Bu sonuçlar aynı zamanda bize mevcut çalışanlarımızın da zaman yönetimi konusunda yetkinliklerini geliştirmeleri gerektiği hakkında ip ucu veriyor.
İnsan kaynakları uzmanları bu sonuçlar ile, işbirliği içinde bulunulan tüm tarafların ihtiyaç ve beklentileri doğrultusunda ortak çalışmalar yürütebilme, birlikte çalışılan kişi veya birimlerin aktif katılımını sağlayarak ortak çözümler belirleyebilme, insan ilişkilerinde başarılı, birlikte kolay çalışılabilen, motivasyonu yüksek, iş hedeflerini gerçekleştirebilmek için işbirliği kurabilen, performansını ve gelişimini artırmasına yardımcı olacak kurum içi-dışı ilişkiler geliştirebilen, bilgiyi paylaşabilen farklı bakış açılarını anlayabilen veya anlamak için çaba harcayabilen, çeşitliliği uyum içinde yürütebilen, etkili iş ilişkileri kurmak için proaktif bir şekilde çaba harcayan, çalışma arkadaşları ile karşılıklı bilgi alışverişinde bulunan, durumlar veya problemlerle ilgili görüş birliğine varabilen, fikir birliğine varmak için mantıklı açıklamalarda bulunan adaylar aradıklarını ifade ediyorlar.
Çözüm Odaklılık yetkinliği arayan insan kaynakları uzmanları ise, adaylarını, çözüm önerileri getiren, farklı çözüm önerileri arasından en uygun olanı seçebilen, geliştirdiği çözümleri hayata geçiren ya da geçirilmesini sağlayan, uyguladığı çözümle ilgili geri bildirimler alan, gerekirse çözümlerde değişikliğe gidebilen, sorunları tespit ettiği anda aktif olarak alternatif çözümler arayan, sorunları çözüm önerileri ile birlikte ortaya koyabilen, iş süreçlerini veya varsayımları sorgulayarak olası problemlere, alternatif çözümler üreten ve çalışma arkadaşlarını da bu konuda destekleyen, sorunların veya durumların tanımlanma şeklinin altında yatan varsayımları tespit ederek, sorunlara farklı yaklaşım tarzları belirleyen ve diğerlerinin düşünceleri ya da yaklaşımları ile kısıtlamayan, çalışma ortamında değer yaratan yenilikçi çözümler üreterek, işteki problem ve fırsatlar ile ilgilenmek için değişik ve alışılmamış yollar deneyebilen kişilerden seçiyorlar. Mevcut iş yaşamına bakılacak olursa, düşünceleri farklı ve kendine özgü şekilde birleştirerek veya tamamen farklı düşünceler arasında bağlantılar kurarak, farklı düşünme tarzları belirleyen, olaylara çeşitli perspektiflerden bakan, beyin fırtınası yaparak çeşitli yaklaşımlar veya çözümler belirleyen, herhangi bir çözümü kabul etmeden önce, çok sayıda potansiyel çözümü gözden geçirerek değerlendiren çalışanların şirketlere gerçek değerler katacağı açık olarak ortadadır.
Çözüm odaklılık, yenilikler, zorluklar veya engeller karşısında, olumsuzluklara odaklanarak enerji, motivasyon ve zaman kaybına yol açmaktansa, bunların aşılmasına odaklanmak, yapıcı bir yaklaşımla fikir ve öneri geliştirmek, işin tamamlanmasını ve sorunun çözülmesini sağlayacak bir hareket tarzı sergilemek, günümüz ekonomik ve politik koşullarında gerçekten önem arz eden bir yetkinlik olarak karşımıza çıkıyor. Artık, önemli ve öncelikli alanlara yönelik değer yaratan çözümler geliştiren, başkalarının harekete geçmesini veya ondan harekete geçmesini istemelerini beklemeden, yetki sınırlarını aşmadan, mantıklı bir şekilde, yeni fikir ve potansiyel çözümleri uygulayan çalışanlar değer kazanıyor.
Ve ilk sırada ülkemizde en çok aradığımız ve eksikliğini duyduğumuz Analitik Düşünce ve İnsan İlişkileri yetkinlikleri geliyor. Anlaşılan o ki, organizasyonlar artık bünyelerinde aralarında herhangi bir seçim yapmadan artık hem sağ hem de sol beynini kullanabilen, her ikisine de eşit şans veren çalışanlar görmek istiyorlar. İnsan ilişkileri yetkinliği yukarıda açıkladığım bir çok yetkinliğin de temelini oluşturmaktadır, bu nedenle, Analitik Düşünce üzerinde durmak istiyorum.
Analitik düşünceye sahip kişiler, muhakeme becerisini kullanarak neden sonuç ilişkileri kuran, problem veya durumlara uygun rasyonel çözüm önerileri getirirken, tutarlılık ve risk değerlendirmesi yaparak, toplanan veri veya bilgiyi yorumlayan, konuları, problemleri ve fırsatları belirleyen ve anlayan, sonuç üretmek için değişik kaynaklardan verileri karşılaştırarak, hareket tarzı seçen veya uygun çözüm geliştirmek amacı ile etkin yaklaşımlar sergileyen, mevcut gerçekler, kısıtlar ve muhtemel sebeplere uygun şekilde düşünerek harekete geçebilen kişilerdir.
Burada önemli olan soru, kişinin olaylar arasındaki sebep-sonuç ilişkilerini ve bağlantıları anlayıp anlayamadığı ve olaylara yeni bir bakış açısı ile yaklaşıp yaklaşmadığıdır.
Organizasyonlar artık, yeni yaklaşımları, kavramları ve sistemleri anlayabilen, farklı fikir ve alternatifleri bir araya getirerek nihai çözümler üretebilen, bir durumu ya da sorunu kendi içinde parçalarına ayırarak ve mantıksal bir sıra takip ederek anlayabilen, parçalar arasındaki çok belirgin olmayan bağlantıları kurarak büyük resmi görebilme becerisine sahip, konulara ve problemlere geniş bir açıdan bakabilen aslında yaratıcı düşünceye sahip kişilere ihtiyaç duyuyorlar.
Sorgulamaların objektif ve kanıtlı argümanlara dayandırılması, elde edilen bilgilerin hızlı ve doğru bir şekilde toplanarak analiz edilmesi, mevcut durumu etkileyen tüm detayların ve tutarsızlıkların farkına vararak çözümler sunulması organizasyonların en önemli davranışları haline gelmeye başladı.
Günümüzde, karmaşık bilgi, parametreler, tanımlar ve sistemleri dikkate alarak, tüm tutarsızlıklar ve olumsuzlukları göz önünde bulunduran ve hızlı ve doğru çözümlere ulaşabilen topluluklara ihtiyacımız olduğu son derece açık.
Adaylarımızda aradığımız bu özellikler, organizasyonlarda mevcut çalışanlarımızda da aradıklarımızdan elbette farklı değil.
Organizasyonların hikayelerinde geçmiş uygulamalar ve tecrübeleri dikkate alarak, çözüme gitmek, problemleri çözmek veya fırsatları değerlendirebilmek için analiz yeteneğini kullanmak, problemlerin içindeki çoklu neden-sonuç ilişkilerini tanımlayabilmek (A, B’ye yol açar; B, C’ye ve C, D’ye yol açar gibi) beklenmedik durumlarda eldeki sınırlı bilgi ile çözümler üretebilmek, sunulan çözümlerin, kısa vadede yeni probleme yol açmaması için kapsamlı değerlendirme ve plan yaparak, uygulamak veya uygulanmasını sağlamak, hepimizin faaliyetlerini yerine getirirken ortaya koymamız gereken yetkinliklerimizdendir.
Fakat anket sonuçları gördüğümde ilk aklıma gelen, Assessment Systems tarafından, dört yıllık üniversite mezunu ve beyaz yaka pozisyonlar için başvuru yapan gençlere yapılan “Yetenek Testleri” oldu.
Değerlendirmeye göre; 500 binden fazla kişinin değerlendirildiği FVAT Yetenek Testi ölçümlemelerine göre, son beş yılda 21-28 yaş arası gençlerin yetenek testi başarısında “Analitik Düşünme” alanında %25’lik bir düşüş görülmüş.
Ve sanırım bizler de bir kısır döngünün içine girmiş bulunmaktayız.
Analitik düşünce yetkinliğine en çok ihtiyaç duyulduğu bu hız ve teknoloji döneminde analitik düşünce yetkinliğinde azalma yaşanması son zamanlarda istenilen yetkinliklere sahip adayları bulamayışımızın nedenlerinden en azından birini açıklıyor.