Türkiye nüfusunun %47’si obez olarak belirlenmiş.
Erkeklerin, %49’u, kadınların %45’i obez.
Obez kime denir?
Vücut kitle indeksi 30’u geçenler obez sınıfına girmeye başlıyor.
Vücut kitle indeksi (VKİ), vücut ağırlığının (kg), boy uzunluğunun metre cinsinden karesine bölünmesiyle hesaplanır. İnternette bununla ilgili bir çok hesaplama pogramı vardır.
Ben konuya sağlığınız açısından değil, kariyeriniz açısından bakıyorum. Sağlığınız ile ilgili olarak zaten bir çok yazı, TV programları vs’ler ile bombardımana uğruyorsunuz.
Fakat fazla kilolarınızın kariyerinizi etkilediğini hiç düşündünüz mü?
Amerika’da The Centers for Disease Control’un yaptığı bir araştırmaya göre obezlerin işe devamsızlık oranı diğer çalışanların iki katı, işverenlere yıllık maliyeti ise 4 milyar dolar (~7 milyar TL), olarak belirlenmiş.
Bu durumda işe başlarken vücut kitle indeksi 30’un üzerinde olanlar 1-0 yenik başlıyorlar, hatta başlayamama ihtimalleri de var.
Size hangisi daha ince ve zarif tasarımlar yapabilir – miş gibi görünüyor?
İşverenler, obez kişileri normal kiloda ve normal kilonun altında olan insanlara göre daha az çalışkan, daha az dikkatli, hırsı ve disiplini olmayan, yavaş düşünen ve kötü rol modeli olarak değerlendiriyorlar.
Ayrıca müşterilerle yüz yüze görüşme gerektirecek işlerde, pazarlama ve reklam işlerinde obez kişilerin tercih edilme olasılığının daha düşük olduğu da saptanmış. Obez kişilere, diğer kişilerle yüz yüze iletişim kurma olanağının az olduğu, telefona bakma işleri gibi masa başı işler veriliyor. Fazla kilonun kişiyi fiziksel olarak kısıtlama olasılığı ve sağlık problemleri yaratabileceği ihtimali nedeni ile, iş performanslarında da verimsizlikler olacağı düşünülerek, işe alımlarda da ciddi bir sorun olarak karşımıza çıkıyor.
Son yüzyılda, ideal kadın bedeninin zayıf olması gerektiği üzerine yaratılan algı nedeni ile, özellikle kadınlar iş hayatında bu konuda çok daha ciddi ayrımcılıkla baş etmek zorunda kalıyorlar.
Çalışanın, en ufak yediği bir şeyin diğer çalışma arkadaşları tarafından takip ediliyor olarak hissetmesi, hatta takip edilmesi, çevresinde 2-3 kilo fazlası bulunan arkadaşlarının devamlı zayıflama muhabbetleri yapması, en ufak bir hastalığında tüm suçun kilolarına atılması, yorgunluk belirtilerinde fazla kilolarının sebep olarak gösterilmesi, buna bağlı olarak diğerlerine oranla giyecek kıyafet bulmakta zorlanma, toplantılarda diğerlerine oranla yeme – içme faaliyetlerini azaltma gibi yaşanan onlarca sorun, özgüven düşüklüğüne sebep olmaktadır. Bu da iş stresi ile birlikte bir de kilolar ile baş etmeye çalışan, özgüveni düşük çalışanların varlığı demektir ki, işveren için bu pek de verimli bir çalışan kriteri değildir.
Bu nedenle, iş görüşmeleri, satışlar, toplantılar ve bunun gibi daha bir çok iş hayatı sürecinde var olan etkinliklerde daha özgüvenli, daha başarılı ve en önemlisi diğerleri ile eşit şansa sahip olabilmek için kilolarımıza dikkat etmek gerektiği araştırmalar ile de kanıtlanmış olmaktadır.